ADALET ve KARİKATÜR

Güncel Hukuk Dergisi mayıs 2014 sayısında Adalet ve Karikatür başlıklı yazıda karikatür ve savunma ilişkisi çeşitli yönleriyle ele alınırken , karikatürlerinde sık sık mahkemeleri konu alan ve karikatürlerinden dolayı yargılanıp hapis cezasına mahkum olarak cezaevine giren, 26 martta yitirdiğimiz Ahmet Erkanlı da anıldı.



Cem Koç
(Avukat, Karikatürcüler Derneği üyesi)

İnsanlar toplum oluşturarak bir arada yaşamaya başladığından bu yana, adalet, sürekli peşinde olunan bir ideali ifade etmiştir. Adalet her zaman insanların özlemi, hedefi, vazgeçilmezi olmuştur. Birlikte yaşayabilmenin, bir toplum oluşturabilmenin en temel unsurlarındandır. Ütopya olarak adlandırılan, ideal toplum tasarımlarında, her zaman temel kavramdır. Uyumlu, üretken, barışçıl bir toplum yaşamının hayalini kuran herkesin , öncelikle ele aldığı bir husustur. En basit anlatımıyla , eşitlik temeli üzerinde, herkesin hakkını alabilmesi olarak da  tanımlanmaktadır.

İnsanlığın daha uzun yüzyıllar süreceği anlaşılan adalet arayışında, bulunduğumuz noktada, karikatür ile savunmanın işbirliğiyle Türkiye Barolar Birliği ve Karikatürcüler Derneği tarafından oluşturulan “Adalet” konulu karikatür sergisi 4 nisan 2014 te Ankara’da TBB Özdemir Özok Kongre ve Kültür Merkezinde, Avukatlar Haftası programı kapsamında  açıldı.  Aynı anda 17 Baro’da birden savunma mesleği mensuplarının izlemesine sunulan sergide yer alan karikatürlerden oluşan bir de albüm hazırlandı.  252 sayfalık albümün dünyanın en usta çizerlerini bir araya getiren, tarihi öneme sahip bir seçki olduğu rahatlıkla söylenebilir. Gerçekten de çok sayıda farklı ülkeden, farklı kültürden karikatürcünün, toplumların ortak özlemi “adalet” konusunu işlediği karikatürlerini içeren kitap, gelecekte,  bugünün insanının adalete bakışını, gelecek kuşaklara taşıyacaktır.

Sergide çalışması yer alan ve açılış töreninin davetlisi olarak Türkiye’de bulunan Rus çizer  Mikhail Zlatkovsky, sergi açılışından önce düzenlenen “Adalet ve Mizah” konulu panelde yaptığı konuşmasında, Rusya’da 1989-2000 yılları arasındaki dönemin karikatürcüler olarak en  rahat dönemleri olduğuna, izleyen yıllardaki otoriter yönetim döneminde ciddi sıkıntılar yaşandığına vurgu yaptı. Yine sergiye ve panele katılan İtalyan çizer Alessandro Gatto , mizahın yüzyıllardır adaletsizliklerin ortaya konmasında kullanıldığını, günümüzde halen güçlüyü eleştirdiği için başı dertten kurtulmayan çizerler olduğunu, yine de karikatürün güç odaklarını rahatsız edebildiğini belirttikten ayrı, sanatçı ve adalet uygulayıcısı için kuralları harfiyen uygulamanın yeterli olmadığını , yorumlamayı bilmenin, bulunulan noktanın ötesini seçebilmenin gerekliliğine işaret etti. Gerçekten de hukuk uygulamamızda da görüldüğü gibi, hakimlerin, kanunu , metne sıkı sıkıya bağlı kalarak uygulamaları halinde, hakkın korunması şöyle dursun, tam tersine adaletsizlik olarak nitelendirilebilecek sonuçlar doğabilmektedir. Adil bir yargılamada, hakimin kanuna gerektiğinde esneklikle yaklaşıp, olayın özelliklerine göre yaratıcı yorumlar getirebilmesinin önemi hukukçularca bilinmektedir. Sanatçı da akademik kurallara sıkı sıkıya bağlı kaldığında ortaya çıkan eserin vasat düzeyi aşamama tehlikesi vardır. Sanatçının temel kuralları gözetmekle birlikte yaratıcılığını ön plana çıkarması eseri belli bir düzeyin üzerine taşıyabilmektedir.

Toplumda , adaletin gerçekleştiği yolunda bir genel kabul olmadığında, huzurlu bir toplum yaşamından sözedilemez. İnsanlar uzun tarihleri boyunca haklarının peşinden koşmuşlardır. Bu arayış, bu kovalama, günümüzde de çeşitli toplumlarda, değişen ölçülerde sürmektedir. Dünyanın bazı yerlerinde, yaşam hakkı gibi, en temel hakların korunması öncelikliyken, bazı yerlerde bu nokta çoktan aşılmış, ekonomik, sosyal haklar konuşulmaya başlanmış, bazı yerlerde ise bunun da ötesine geçilmiştir. Ancak değişen hedefleri de olsa hak arayışı , toplumların değişen ve gelişen yapısı içinde süreklilik arzetmektedir.

Genel bir ifade ile adalet mücadelesi adını  verebileceğimiz bu mücadelede, vazgeçilmez bir unsur olarak, karşımıza savunma mesleğini çıkmaktadır. İnsanların hak arama çabalarının yoğunlaştığı, karanlık , acılı, zor günlerde, savunma mesleği çok daha fazla ön plandadır. Savunmanın yükü artmaktadır. Savunma her zaman ezilenin yanında olmuştur. Böyle karanlık dönemlerde, nasıl savunmaya her zamankinden daha fazla iş düşerse, karikatürcüler de tabiri caiz ise böyle dönemlerde fazla mesai yapmaktadır.

Karikatür, özü itibarıyle muhaliftir. Karikatüre kesin bir yer tayini doğru olmaz  ama  yine de  karikatürün genellikle muhalefet  kanadında yer aldığı söylenebilir. Benzer bir tanımlamanın  savunma için de yapabileceğini söylemek mümkündür.

Karikatür açısından bakıldığında; geçmişten günümüze, mizah tarihimizde tartışılmaz yeri olan bir çok mizah-karikatür dergisi hep muhalif eğilimleri ağır basan dergilerdir. Markopaşa, Tef, Gırgır örnek olarak anılabilir. Karikatür bu dergilerde ağırlıklı yer tutmuştur.

Savunma açısından bakılacak olursa; Türkiye’de toplumsal hareketlerin gelişimine bakıldığında, en temel hak ve özgürlüklerin kabul görmesi yönünde yürütülen mücadelede  savunma mesleği mensupları olarak avukatlar ve onların meslek örgütleri olarak barolar her zaman ön saflarda  yer almıştır.

Dolayısıyla savunma ve karikatür, ezilenin, haksızlığa uğrayanın yanında yer alan, bu sebeple de genellikle muhalefet cephesinde bir araya gelme eğiliminde olan iki çalışma alanıdır.

Karikatürlerde, anlatım aracı olarak kullanılan çeşitli tiplemeler vardır. Bunlar esnaf-vatandaş, evsahibi-kiracı, işçi-işveren , öğretmen-öğrenci gibi , içinde yer aldıkları tabloda karşıtlıklarıyla bir gerilim yaratan ve sonuçta karikatürün esprisini ortaya çıkaran unsurlardır. Karikatürcü genellikle bunlardan birisine yakın olmak eğilimindedir. Tercihini kullandığı tipleme, çoğunlukla o kompozisyonun mağdurudur, ezilmişidir.

Karikatürde tiplemelerden sözedince, konu da adalet olunca, kaçınılmaz olarak karşımıza Themis çıkar . Adaleti temsil eden tanrıça Themis, karikatürlerde sıklıkla boy gösterir. Adalete olan inancın en çok sarsıldığı dönemlerde, karikatürde daha çok yer alır. Karikatürcüler, sorunlu alanlarda dolaşmayı severler. Themis’in, yeraldığı karikatürlerde, genellikle mazlum konumda çizildiğini görürüz. Bu aynı zamanda karikatürcünün adalete bakışını yansıtır. Gerçekçi bir tespittir. Adalete yönelik şikayetler arttığında doğal olarak adalet konulu karikatürler de artmış olacaktır.

Karikatürcü, adaleti arayan, özleyen kitlelerin sözcülüğünü yapmaktadır. Adaletin gerçekleşmediğine inanmakta, adaleti temsil eden Themis’i  ezilen, kaybeden olarak çizmektedir.

Çoğunluğu tatmin edecek bir adalet anlayışının yerleşmesi, genel bir ifade ile adaletin gerçekleşmesi için savunma ile karikatür aynı yolda yürümektedir.
.
Adalet ve karikatürden sözedildiğinde, kısa bir süre önce, 26 martta kaybettiğimiz, ülkemizin değerli çizerlerinden Ahmet Erkanlı’yı özellikle anmak gerekmetedir. Zira kendisi karikatürlerinde adalet konusunu sıkça işleyen çizerlerdendir. Adaleti, mahkemeleri konu alan çok sayıda karikatür çizmiştir. Bunlar sebebiyle hapis cezalarına mahkum olmuştur. 4,5 ay cezaevinde kaldıktan sonra, ağır rahatsızlığı sebebiyle, ailesinin ve Karikatürcüler Derneği’nin girişimleriyle  Cumhurbaşkanlığı affından yararlanarak cezaevinden çıkmış ve çıktığı tarihten itibaren sürekli ilerleyen rahatsızlıkları sebebiyle aramızdan ayrılmıştır. Burada adalet ve karikatür ilişkisinin bir başka yönü ortaya çıkmaktadır. Karikatürlerde mahkemeleri konu almak Ahmet Erkanlı örneğinde olduğu gibi çoğu zaman tehlikeli olmaktadır.

Baskının arttığı dönemlerde karikatürcüler, savunmaya en çok ihtiyacı olanlar arasında yer almaktadır. Bu da savunma mesleği ile karikatür arasındaki ilişkinin diğer bir yönünü oluşturmaktadır. Gerçekten de belli dönemlerde karikatürcüler, çizim masaları ile mahkemeler arasında mekik dokumaktadır.

Zira geçmişten bu yana düşüncenin ifade edilmesi, mala ve vücut bütünlüğüne karşı işlenen suçlarla bir tutularak cezalandırılmaktadır. Genel olarak düşünce açıklamanın, konumuza özel olarak ise karikatür çizmenin cezaevine girmeye yol açabiliyor olması üzüntü vericidir. Bir değişimden sözedilebilecek ise de, zaman içinde cezalandırılan düşünceler değişmekte, ancak genel olarak ifade özgürlüğü anlamında bir ilerleme sağlanamadığı görülmektedir.

Bu anlamda savunma ile karikatür, uzun bir süre daha aynı yöndeki yolculuğu sürdürecek gibi görünmektedir.